Osmanlı’daki sınai dönüşümün ve geleneksel üretimden seri üretimin olduğu fabrika sistemine geçişin en önemli sembollerinden Feshane, geçirdiği kapsamlı restorasyonun ardından kültür sanat merkezi olarak kapılarını açıyor. 

Feshane projesi ile bu endüstriyel miras alanı, “Art İstanbul Feshane” olarak İstanbul’a kazandırılıyor ve böylece şehrin belli merkezlerinde yoğunlaşmış kültür sanat etkinlikleri Haliç kıyılarına taşınıyor. Feshane’de bulunan büyük ve küçük iki sergi salonu, kapılarını “Ortadan Başlamak” sergisi ile açıyor. 19 küratör ve 300 sanatçının 400’den fazla eserlerini farklı teknikler ve dönemler üzerinden bir araya getiren sergi, her anın bir başlangıç ihtimali olduğunu müjdeleyen umutvar bir kavramsal çerçeve sunuyor. 

Bugün endüstriyel mirası kültür ve sanat faaliyetleri ile buluşturan Feshane 1830’larda Sultan II. Mahmud’un yeni ordu için Fransız askerî üniformalarından esinlenerek fes kullanımına karar vermesinin ardından faaliyete geçmişti. Sonraki yıllarda yeni tesislerin eklenmesiyle genişletilen Feshane-i Amire, kurulduğu tarihten günümüze kadar çeşitli onarımlar, genişletmeler ve yeniden inşa projeleriyle pek çok değişim geçirmişti. Örneğin 1986’da Haliç çevresinin yeniden düzenlenmesi projesi kapsamında büyük dokuma salonu dışında Feshane yapıları yıktırılmıştı.